Soğuk değil kapalı alan hasta ediyor!

19 Ocak 2012 10:16 tsi
Bizi soğuk havalar değil, kapalı ortamlar hasta ediyor

Eldebiran AYAN / Star
eldebiranayan@yirmidort.tv

Geçtiğimiz hafta kıyı şeridi dışında yurdun neredeyse tamamında kar vardı. İç ve Doğu Anadolu beyazlara büründü. Ege ve Akdeniz sele teslim oldu. Fırtına, şiddetli yağmur ve kar yağışıyla hayatın daha zorlaştığı bir haftaydı. Önümüzdeki haftanın da çok soğuk ve kar yağışlı geçeceğini, hatta eğer sistem değişmezse İstanbul için de kar beklediğimizi söylemeliyim.

Virüs ve bakteriler kışın ölür

Şehir merkezlerinde hayat ve ulaşım olumsuz etkilense de kar yağışı şehri tüm mikroplardan arındırıyor. Aslında yağmur da dahil olmak üzere tüm yağış çeşitleri atmosferi kirlilikten arındırır aslında. Fakat özellikle kar yağışı tüm zararlı, bakteri, mantar ve mikroorganizmaları dondurur. Yani yazın atmosfer yoluyla yayılan, sıcak havada fazlaca üreyen ve yayılan, hastalıklara neden olan virüs ve bakteriler kar yağışıyla birlikte ölürler. Peki neden insanlar kışın daha çok hasta oluyor hiç düşündünüz mü?

Hava sıcaklığı donma noktasına yaklaştıkça, insan vücudu adapte olmakta zorlanır. Nitekim bu aralar sıcaklık donma noktası civarında, hatta birçok ilde altında. Vücut bir yandan kaybettiği ısıyı yerine koymak için fazla çalışırken, bir yandan da bağışıklık sistemi düşer. Fakat hasta olmamak için en uygun ortamlar olduğunu düşündüğümüz kapalı alanlara adım attığımızda işler değişir, tüm önlemlerimize rağmen hastalık kapımızı çalabilir.

Binaların içi, dış ortama nazaran daha sıcak ve nemli olduğundan virüs ve bakterilerin üremesi için uygun bir ortam sağlar. Bunun yanı sıra bina içi hava kirliliğine neden olan pek çok etmen vardır. Bunlardan bazıları modern bina yapım malzemeleri, izolasyon maddeleri, mobilya boyaları, temizlik maddeleri, kişisel bakım ürünleri, evde beslenen hayvanlar, yemek pişirmek için kullanılan yakıtlar, sonrasında açığa çıkan duman ve klimalardır. Klimalar, küf, mantar, bakteri ve toz gibi birçok kirletici maddenin bina içine yayılmasına neden olur.

Kapalı ortamdaki her türlü mikrop, vücudumuza girdiğinde zayıflamış bünyemizi hasta etmeye yeter de artar bile. O nedenle özellikle kışın bina içi hava kalitesi çok önemli. Kapalı ortamda hava kalitesinin iyi olabilmesi için ortam sıcaklığının 19-23 santigrat derece arasında, bağıl nemin de yüzde 40-60 aralığında olması gerekir. Ortamdaki nemin azalması solunum yolu ve gözde kuruluğa, nemin artması ise küf mantarının üremesine neden olabilir.

Evinizi gündüz havalandırın

Her ne kadar kışın kar yağışı mikrobu kırıyor olsa da ısınma için kullanılan yakıtlardan salınan kükürt ve karbonmonoksit içeren bileşikler atmosferi özellikle gece ve rüzgarın sakin olduğu anlarda kirletiyor. Bu nedenle binaların içini mümkün olduğunca gündüz, oksijenin bol olduğu zamanlarda havalandırmak, gece pencereyi açmamak, bina içinde hava kirliliğini minimum düzeye indirmek, havalandırmaları filtreli ve havayı temizleyen türlerden tercih etmek gerekiyor.

Sonuç olarak bu hafta da çok soğuk ve kar yağışlı geçecek. Mikroplar kırılacak fakat soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyon riski artarak sürecek. Eğer hasta olmak istemiyorsanız; sıkı giyinmeli, soğuk havayı teneffüs etmekten kaçınmalı, iyi beslenmeli ve kapalı ortamlardaki hava kalitesine dikkat etmelisiniz.

Kar ulaşımı olumsuz etkileyebileceğinden, mümkün olduğunca araçları trafiğe çıkarmamalı, eğer mecbursanız kar lastiklerinizi takmalı, araçlarınızda mutlaka zincir bulundurmalı ve trafik kurallarına uymalısınız. Sadece kar yağışı deyip geçmeyin, zorluklara karşı tedbirli olmazsanız, hava koşulları sizin için hayatı işkence haline dönüştürebilir. Yok siz “Bana bir şey olmaz. Abdala kar yağıyor demişler, titremeye hazırım demiş” diyorsanız, siz bilirsiniz. Uyarması benden, tedbir alması sizden.



Bu haber 1,284 defa okundu.