Kanserler ve sebzeler | " /> Kanserler ve sebzeler | "/>

En Sıcak Konular

Kanserler ve sebzeler

9 Ağustos 2010 09:46 tsi
 Kanserler ve sebzeler "Kanser olduktan sonra pişmanlık ifadelerinin bir yararı bulunmadığına göre, bence meyve ve sebzelerdeki bu kapasiteden yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır." Prof. Dr. Erdem Yeşilada yazıyor...

Prof. Dr. Erdem Yeşilada'nın yazısı:

Yaz aylarının gelmesi ile sebze ve meyveler çeşitlendi, renklendi. Bu rengarenk görüntüler, doğal tedavilere gönül veren bir kişi olarak bana “artan ilaç çeşitliliği” olarak görünüyor. Aynı, güncel tıbbın babası ünlü hekim Hipokrat’ın iki bin yıl önce söylediği gibi; “Bırakınız besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun.”

Meyve ve sebzeler içerisinde sağlığımızın korunması için yararlı olan proteik maddeler, karbonhidratlar, vitaminler ve mineraller gibi temel beslenme öğelerinin haricinde en önemli temel bileşenler grubu flavonoitler. Her gün açıklanan bilimsel bulgular bu maddelerin sağlığımızın korunması ve tedavide ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Polifenolik yapıda olan flavonoitler, bazı yapısal farklılıklar ile yediğimiz meyve sebzelerin içerisinde yer alıyor. Mesela, flavonoller: soğan, pırasa, brokoli, elma, likapa, çay içerisinde; flavonlar: kereviz, nane, maydanoz içerisinde; flavononlar: acı biber, narenciye meyvelerinde; flavon-3-olller: çay, kayısı, üzümde; izoflavonlar: nohut ve soya ürünlerinde; antosiyaninler ise kırmızı dut, nar, vişne, ahududu gibi renkli meyvelerde bulunmaktadır.

NE KADAR TÜKETMELİ?

Artık, doğal sağlık ürünleri ile ilgilenen hemen hemen herkes polifenolik yapıdaki doğal bileşiklerin antioksidan etkili olduğunu ve dolayısıyla kalp ve damar hastalıklarından kanserlere kadar çok geniş bir yelpazede sağlık sorunlarına karşı koruyucu ve tedavi edici özellikleri bulunduğunu biliyor. Normal dengeli bir beslenme uygulayan kişinin günde 150 ile 200 miligram civarında flavonoit tipi bileşikleri tükettiği hesaplanıyor. Bu tahminler, şüphesiz, toplumsal beslenme tarzı ve aynı toplum içerisinde ise kişisel tercihlere göre değişiyor. Mesela, kersetin gibi flavonoller için Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 13 ile 22 mg arasında değişen günlük miktar, bir Kuzey Avrupa ülkesi olan Finlandiya’da 3.9 mg gibi çok düşük bir miktara düşüyor. Buna karşılık sebze ve meyve çeşitleri bakımından zengin bir mutfağa sahip Akdeniz ülkelerinde bu miktar 25 mg’ın üzerinde. Dünyadaki yetkili sağlık kuruluşları günde 25 miligram ve üzerinde kersetin ve türevlerinin tüketilmesinin kanser oluşumunu yüzde 25 oranında azaltabileceğini bildiriyorlar.

Bilimsel kuruluşlar tarafından yapılan saha çalışmaları değerlendirildiğinde, sebze ve meyve tüketiminin akciğer, mide, ağız, gırtlak, yemek borusu, kolon ve rektum kanserlerinde koruyucu rolü bulunduğu konusunda yeterli doğrulukta bulguların bulunduğu sonucu çıkarılmaktadır. Bu çalışmalarda en çok dikkati çeken ise, kersetin gibi flavonollerin akciğer kanserini önleyici rolüdür.

En tehlikeli kanser tipleri arasında yer alan pankreas kanseri oluşumunda flavonollerin rolünü belirlemek üzere yürütülen bir çalışmada farklı etnik kökenden ve farklı yaş ve cinsiyet gruplarından 183.518 gönüllü üzerinde 8 yıl yürütülen çalışmada, kişilerde pankreas kanseri gelişimi ile bu üç flavonolün kanlarındaki oranları arasındaki ilişki izlenmiş. Yapılan değerlendirmede flavonol tipi bileşiklerden “kempferol” bakımından zengin gıda içeriğinin diğer ikisine göre daha belirgin bir koruyucu etkisi bulunabileceği görülmüş. Özellikle ıspanak ve pazı gibi koyu yeşil renkli sebzelerin flavonol içeriğinin sigara içen kişilerde daha yüksek koruyucu etkisi bulunduğu tespit edilmiş.

Sonuç olarak, yürütülen çok sayıda saha çalışmasının sonuçları, flavonoitler ve bilhassa flavonoller bakımından zengin gıdaların tüketilmesinin çeşitli kanserlerden korunmamızda yararlı olabileceğini gösteriyor. Bu tip saha çalışmaları kesinlikten ziyade, yol gösterici niteliktedir. Çünkü kanser oluşumunda beslenmenin ötesinde kalıtım, çevre, yaşam tarzı gibi çok sayıda etkenin rol oynadığı bilinmektedir. Kanser olduktan sonra pişmanlık ifadelerinin bir yararı bulunmadığına göre, bence meyve ve sebzelerdeki bu kapasiteden yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır.

STAR



Bu haber 1,969 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,618 µs