İncirle ilgili hiç bilmediğiniz tarihi detay
14 Eylül 2015 13:09 tsi
Topraklarımızın kadim yerlilerinden olan incir, dünya üretiminde birinci olduğumuz lezzetlerden. Reçelin yanı sıra kurabiye, kek ve pastaların başrol oyuncusu konumunda
Yakıcı yaz sıcaklarını geride bırakırken, eylül kendine yaraşır bir güzellikte karşıladı bizleri. Gündüzler daha katlanılabilir bir sıcağa, geceler ise ince bir serinliğe teslim oldu. Rüzgârlar biraz daha serin, biraz daha kuvvetli esmeye başladı. Yağmuru getiren koyu koyu bulutlar kendini hafiften göstermeye başladı. Güneşin günden güne kaçan feri, havanın daha erken kararması, kapısını eylülün açtığı yeni mevsimin habercileri. Ah bu sonbahar; hüzünlü gönüllerin dostu, kederli yalnızlıkların eşi, dalgalı denizlerin yoldaşı. Tabiatın uykudan öncesi, derin uykunun müjdecisi sonbahar
Hoş geldin zaman hanemize...
İNCİRİN SON DEMLERİ
Bir yaz mevsimi daha geride kalırken, onun "rengâhenk" lezzetlerini kısa süreliğine de olsa misafir eden bu günlerde, alı al moru mor erikler, ballı lokma tatlısı soylu incirler, al yanaklı şeftaliler; kınalı hünnaplarla, dizi dizi alıçlarla yer değiştirmenin arefesinde bizleri bekliyor.
ÜRETİMDE DÜNYA BİRİNCİSİYİZ
İncir; neredeyse bütün dinlerin kutsadığı eşsiz lezzet, insanlık tarihi kadar da eski. Anayurdu Ege Bölgesi; daha çok Muğla ve çevresi. Yani hemşerimiz, topraklarımızın "kadim yerlilerinden". Üretiminde dünya birincisiyiz. Bizden sonra Yunanistan ve ABD geliyor.
Hani anayurdu burasıydı demeyiniz. XVI. yüzyılda misyonerler aracılığıyla incirle tanışan Yeni Dünya, zorlu uğraşlarının neticesini alıyor ve dünyanın sayılı üreticilerinden olmayı başarıyor. Daha çok kurusuyla bilinen İzmir incirinden türetilen Calimyrna ve bizim Bardacık dediğimiz, onların ise Brown Turkey diye adlandırdıkları türler üretimde başı çekiyor.
30 BİN AİLENİN GEÇİM KAYNAĞI
Yaz mevsimiyle birlikte başlayan "sevinçli incir telâşı" ekim ayına dek süren lezzet dolu bir macera. Kolay değil, Ege Bölgesi'nde ortalama 30 bin ailenin ekmek teknesi. Özellikle Aydın ili bu konuda birkaç adım önde. Hâlihazırda incire "Aydın Lokumu" adı verilmiş durumda.
KLEOPATRANIN SIRRI
Çok eski Sümer tabletlerinde, Antik mısır mezarlarının duvarlarında incir ve incir ağacına rastlanıyor. Mısır ve Yunan medeniyetlerinde bolluğun, bereketin simgesi. Üzüm ve zeytinden sonra en kıymetli yiyecek. Antik Yunan'da atletlere antrenman öncesi ve sonrası güçlerini toparlamaları için incir verilirmiş. Güçten düşenlere, yorgun olanlara, güzelleşmek ve kırışıklıklarını yok etmek isteyenlere incir tavsiye edildiği biliniyor. Güzelliğine son derece düşkün olan Kleopatra'nın, incirle olan muhabbeti, güzellik sırlarından biri olarak önümüzde duruyor. Hanımlar-beyler sözüm sizlere; incirin hepimizi gençleştirmek(!) için çok sebebi var, buna inanın ve bol bol yararlanmaya bakın.
HEMEN TÜKETiLMELi
Ülkemiz bir incir cenneti. Kavak, Bardacık, Sultan Selim, Patlıcan, Yediveren gibi türlerini yetiştiriyoruz. 100 yıla kadar ömrü olduğu söylenen incir ağacı, soğuk iklimleri katiyen sevmiyor. O sıcak iklimlerin lezzeti. İçinde barındırdığı yüzlerce minik çekirdeği, kendine has balıyla sevenlerinin de mutluluk kaynağı. Yalnız çok narin, hemen tüketilmesi gerekiyor. Ham, olgun, kuru hiç fark etmiyor, mutfaklarda kaynayacak bir ocak mutlaka buluyor.
FINDIKLI, FISTIKLI, BADEMLİ İNCİR EZMESİ
Kurabiyeler, kekler, pastalar, çeşit çeşit tatlılar, muhallebiler, güzel atıştırmalıklar incirsiz yapamayanlardan. Kuru yemişçilerde, marketlerde kenara-köşeye gizlenmiş fakat dikkatli gözlerden kaçmayan; bir gofret yaprağı üzerine yayılmış incir ezmesi, hele bir de içinde badem, ceviz, fındık, fıstık varsa, "nefsi köreltmenin" kolay bir yolu oluveriyor.
BIRAKIN, iNCiR AĞACI DiKiLSiN!
Kola takılan sepetlere doldurulan lezzetten yarılmış incirlerin olduğu bir ağaca sahip olmak ne büyük zenginliktir. Bakmayın "ocağına incir ağacı dikilsin "diye beddua edenlere. Siz buna karşılık, Allahım dualarını kabul eyle diyerek açıverin ellerinizi semaya. İnanın incir ağacının "Adı çıkmış", hiç bir şey olduğu yok. Bahçemizde kaç tane incir ağacı vardı, oradan biliyorum yanlışlığı. Evimizin yan tarafındaki dar alanda bulunan ballı incirleri heyecanla topladığımızı hatırlıyorum.
HER DURUMDA REÇELİ YAPILIR
İlkin henüz minik bir çağla iken toplanır. Sonra bir güzel soyulur ve roman hanımlar tarafından torbalara konularak kalabalık yerlerde; reçellik incir diye satılır. Reçel ille de ham iken olacak diye bir kural yok. Yaşken de reçel yapılıyor, hatta kurusundan bile reçel oluyor. Sanırsınız incir, her hâliyle reçel olmak için yaratılmış.
ÇİÇEK Mİ MEYVE Mİ?
Sadece meyve olarak tüketirdik. Başka bir biçimde kullanıldığı aklıma gelmiyor. Bu arada meyve dedim ama botanikçiler ısrarla incirin meyve olmadığını, "İçe doğru açan çiçek" olduğunu kabul ediyorlar. Hiç çiçek açmadan meyveye durması, botanikçileri haklı çıkarır mı dersiniz?
TAZE iNCiRLi BON BON
MALZEMELER
*5 adet taze incir
*1 paket pötibör bisküi
*3 yemek kaşığı labne peyniri
*2 yemek kaşığı öğütülmüş ceviz içi
*1 çay kaşığı kadar tarçın
Üzeri için
*Hindistan cevizi
YAPILIŞI
İncirlerin kabuğunu soyduktan sonra ezerek püre hâline getirin. Bisküvileri ellerinizle parçalayın ve onları da iyice ezin (mutfak robotu her ikisi için de iyi bir yardımcı olabilir.) Malzemelerin hepsini bir kaba koyup iyice yoğurun. Ellerinizi ıslatarak bu meyveli "hamurdan" ceviz büyüklüğünde parçalar alıp şekil verin. Hazırladığınız incirli topları hindistan cevizine bulayıp servis edin. Afiyet olsun...
Not: Hindistan cevizi yerine istediğiniz başka malzemelerden de yararlanabilirsiniz.
Bu haber 2,058 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle