En Sıcak Konular

Anneler bu yanılgıya düşmeyin!

25 Şubat 2015 10:58 tsi
Anneler bu yanılgıya düşmeyin! Çeşitli nedenlerle anne sütünü keserek bebeği vaktinden önce ek gıdalar ile tanıştırmak, obezite riskini artırıyor!

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Küçükkırım, sabah.com.tr okurları için ek gıdalar konusunda anne adaylarına çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Çiçeği burnunda pek çok anne 'sütüm olmuyor' ya da 'ne yapsam emmiyor' şeklinde yanlış yanılgıya kapılarak bebeğine anne sütü vermeyi kesiyor; yapılan tüm bilimsel çalışmalarda 'mucizevi' olduğu kanıtlanan anne sütünden bebeğini mahrum bırakıyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Küçükkırım, bebeğin fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimi için gerekli tüm bileşenleri içinde barındıran anne sütünün yerine, vaktinden önce ek gıdalarla tanıştırılan bebeklerde obezite riskinin yüksek olduğu uyarısında bulunuyor. Beslenmenin; anne sütü ile beslenme, ek gıdalara başlama ve erişkin tipe yakın beslenme dönemi olmak üzere üç temel dönemi bulunuyor. İlk-6 aylık dönemin, 'emerek beslenme' dönemi olduğunu, yaşamın ilk altı ayında anne sütünün, D vitamini dışında bebeğin her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikteki 'tek' besin olduğunu vurgulayan Dr. Küçükkırım, 5'nci aydan itibaren anne sütünün yanında ek gıdaya başlanabileceğini belirtiyor.

EK GIDALARA ERKEN BAŞLANMAMALI
 
Bebeğin katı gıdaya geçiş için hazır olduğunun başlıca belirtileri; sizin gıdalarınıza ilgi duymaya başlaması; gıdayı ağzına alıp ağzında tutabilmesi; püskürtmeden, dışarı çıkarmadan yutabilmesi ve beslenme aralıklarının sıklaşmaya, tek başına sütle doymamaya başlaması. Ek gıdalara erken başlamamak gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Dr. Küçükkırım, "Erken dönem başlandığında süt alımı azalacağından protein kısıtlaması oluşur ve büyüme hızında azalma başlar. Alerjik reaksiyonların ve besin alerjilerinin görülme sıklığı artar. Katı gıdaya erken başlamak obezite riskini artırır. Ayrıca böbrek problemlerine zemin hazırlar" diyor.

'HER ŞEYDEN BİR KAŞIK' HURAFESİNE SON!
 
İlk kez ek gıdaya geçildiğinde olmazsa olmaz kurallar olduğunu belirten Dr. Küçükkırım, "Acele etmemek ilk kuraldır. Sofraya oturtup sofra yemeklerinden karışık bir menü hazırlayıp her şeyden tattırmak yöntemi çok eskilerde kalmıştır. Bu yöntem alerjik, tuzlu, salçalı ve hazır olmayan bir mide bağırsak sistemine ağır gelebilecek yiyeceklerin bebeğe sunulmasıyla bir sürü komplikasyonu da beraberinde getirir" diyor. Bebeğe bir besin maddesi ilk kez veriliyorsa, onun yanında başka bir besin maddesi vermemek gerekiyor. Aynı besin maddesini arka arkaya 3 gün tek başına deneyin. 3-4 kaşıkla başlayıp her gün 2-3 kaşık artırın. Bazen besini denemeden yanak üzerine besini sürerek beklemek, yanakta kızarıklık gibi alerjik reaksiyon varsa denememek ya da doktora danışmak gerektiğini belirten Dr. Banu Küçükkırım "Ek gıdalar açken verilmeli. Bebek almadığında zorlanmamalı, bir süre sonra tekrar tekrar denenmeye devam edilmelidir. Bebek beslenmesinde dondurulmuş yiyecek konserve gıdaların kullanılması doğru değildir. Temiz ve taze ürünler kullanılmalı. Temizlik kurallarına azami özen gösterilmeli. Sebze ve meyveler temiz içme suyundan tekrar geçirilmelidir" diyor.

EK GIDAYA GEÇİŞTE EN UYGUN BESİNLER
 
Annelerin en çok zorlandığı konulardan birinin 'hangi ek gıda ile başlamak' gerektiği olduğunu belirten Dr. Küçükkırım, en az alerjik gıdalar ile başlamanın doğru olacağını kaydederek "Tahıl (pirinç ve yulaf gibi) ve sebze ile başlamak en iyisidir. Yoğurt, formula sütle beslenen bebeklerde ilk gıda olarak da başlanabilir. Ancak bebeğin inek sütü proteini ile tanışmadığı biliniyor ve sadece anne sütü alıyorsa yoğurdu ilk tercih etmemek gerekir. Sebzelerden en iyi sindirilenler kabak ( bal ya da taze), patates, havuç; meyvelerden ise elma, armut ve şeftali püresi başlangıçta kullanılabilir. Meyve suyu kalorisi yüksek olduğu için iştahı azaltır. Meyve püreleri cam rendeden geçirilerek hazırlanmalıdır" diyor.

SEBZE ÇORBASINDAN ZİYADE SEBZE PÜRESİ
 
Sebze çorbasından çok kaloriyi dengelemek için sebze pürelerini tercih etmek, olabildiğince blendır kullanmamak gerekiyor. Blendır kullanılıyorsa da parmak yiyeceklerin başlandığı 9. ayda tamamen bırakılıp yiyeceği ezerek ya da iri parçalar halinde elle beslemeye başlamak şart. Sebze püreleri hazırlanırken eklenecek yağın, artık anne sütü ile karşılanamayan enerji gereksiniminin karşılanmasına yardımcı olacağını, bu aylarda enerji gereksiniminin % 25-30'unun yağlardan karşılanması gerektiğini belirten Dr. Küçükkırım "Ayrıca bazı yağ asitleri büyüme için gereklidir ve bu nedenle diyete eklenecek yağlar bu yağ asitlerinin kaynağı olan bitkisel yağlar olmalıdır. Gerektiğinde hazırlanan sütlü unlu mamalara eklenecek yağlar mamanın enerji içeriğini artırır" diyor.

ET, TAVUK, BALIK VE YUMURTA
 
Ete 7'nci ayda başlanabileceğini, en az alerjik ve hormon içeriği olmayan kuzu eti ile başlamak gerektiğini belirten Dr. Küçükkırım, etin başta protein olmak üzere demir, çinko gibi mineralleri de sağladığını, başlangıçta sebze çorbalarına eklenerek kıyma şeklinde tüketilen etin, daha sonraki aylarda, çiğnemeyi öğrenen bebeğe köfte şeklinde sunulabileceğini söylüyor. Referans protein olarak kabul edilen yumurta sarısının da katı pişmiş halde yine bu aylarda verilmeye başlanabileceğini kaydeden Dr. Küçükkırım, yumurta sarısına azar azar başlanarak 15-20 günde tam yumurta sarısına geçmenin ve haftada 2-3 yumurta sarısı yedirmenin faydalı olduğunu vurguluyor. Balık ve tavuk eti gibi protein kaynaklarının diyete eklenmesinin ise 8. aylarda olması gerekiyor. "Tavuk eti mutlaka organik olmalıdır" diyen Dr. Banu Küçükkırım, 9.ncu aylarda pilav, makarna, ekmek gibi nişastalı besinler verilmeye başlanabileceğini, kuru fasulye ve nohut gibi baklagillerin 9. ayda diyete eklenebileceğini belirtiyor.

EK GIDAYI SEVMEME: NEOFOBİ
 
10-12'nci aylarda ise aile sofrası için hazırlanmış yiyeceklerden bebek için uygun olanlar seçilerek yedirilebilir. Özellikle geleneksel Türk mutfağının tarhana çorbası, dolma gibi yemekleri bebeğin beslenmesi için ideal. Ancak 12. aya kadar yiyeceklerin tuzsuz ve baharatsız olarak hazırlanması önemli. Bu aylarda çocuk aile sofrasına oturtulmalı, kendisini beslemesi için ona fırsat verilmeli. Bebeğin yeni gıdalarla tanışmayı sevmeme durumuna "Neofobi" denildiğini, bebeklerin ek gıdalara 2-3 ayda alıştıklarını, o nedenle çok ısrarcı olmadan aç karnına belli aralıklarla denemek gerektiğini belirten Dr. Küçükkırım "Bebeklere 9. aydan itibaren parmak yiyecek dediğimiz gıdalara başlamalıyız. Özgür bırakılan bebeklerin sonraki yıllarda kendi işlerini kendi yaptıkları ve benlik özgüven duygularının çok geliştiği saptanmıştır. Bu dönemde bebekler karışıklık yaratmayı severler. Erken dönemde şans tanınmayan bebekler, büyüdüklerinde de ebeveynleri tarafından yedirilmeyi beklerler" uyarısında bulunuyor.

1 YAŞIN ALTINDA BU YİYECEKLER YASAK!
 
1 yaşın altında patlıcan, bal, inek sütü, yumurta beyazı, tuz, portakal ve fıstık verilmesi ise kesinlikle yasak. Ek gıdaya geçerken en sık karşılaşılan sorunun 'zamanlamanın yanlış olması' olduğunu belirten Dr. Banu Küçükkırım, bu dönemde ishal başta olmak üzere enfeksiyonların da en çok karşılaşılan sorunlar olduğunu söylüyor. Ek besinlerin hazırlanış, saklanış ve bebeğe sunuş aşamasında hijyene çok dikkat edilmesi gerektiğini, mikrop bulaşması halinde, korumasız olan bebekte kolaylıkla ishal ve enfeksiyon gelişeceğini belirten Dr. Küçükkırım, verilen ek besinlerin yetersizliğinin de ciddi sonuçlara yol açabileceğini söylüyor. Sık geçirilen enfeksiyonlar, diyete inek sütünün eklenmesi, ek besinlere geç başlanması gibi olayların bu dönemde demir eksikliği anemisinin sık gelişmesinin nedenlerinden olduğunu, ek gıdalara geçerken hızlı ve fazla miktarda birden fazla gıdanın bir arada sunulmasının gastrointestinal sistem alerjilerine neden olabileceğini belirten Dr. Küçükkırım "Ek gıdalara geçildikten sonra tekrarlayan ve tedaviye cevapsız ısrarcı pişikler, dermatit gibi tekrarlayan cilt lezyonları, kusma, hazımsızlık bulguları besin alerjileri konusunda uyarıcı olmalıdır" diyor. 


Bu haber 1,293 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,865 µs