Ödül-ceza sisteminin doğru ve yanlışları
22 Eylül 2014 10:47 tsi
Çocuk yetiştirirken kesin yanlışlardan söz edebiliriz ama kesin doğrulardan söz etmemiz neredeyse imkansızdır diyen Uzm. Psikolog. Gamze Eser ailelere ödül-ceza yönteminin doğruları ve yanlışlarını aktardı.
Akademisyenler ve fiilen öğretici konumunda olan uzmanlar, deneme-yanılma yoluyla birtakım, işe yaradığına inanılan yöntemler geliştirmişler. Bunlardan ilk akla geleni ve yaygın olarak kullanılmaya çalışanı ödül-ceza yöntemi. Bu yöntemin, uygun zamanda, istikrarlı, kararlı ve doğru olarak uygulanmadığı taktirde çocuk üzerinde olumsuz davranış biçimleri doğuracağını ve anne-babaları daha zor durumla karşı karşıya getireceğini vurgulayan Uzm. Psikolog Gamze Eser Kısacası kaş yapayım derken göz çıkarmak sözünün anlamı tam olarak yerine getirilmiş olur dedi.
Her yaşınki farklı olmalı
Anne-baba olarak amacımız; çocuğumuzun değer yargılarımıza, ahlaki doğrularımıza ve toplumsal kurallara karşı saygı duymasını sağlamak olmalıdır uyarısı yapan psikolog Eser şöyle devam etti: Her yaşın cezası da ödülü de çocuğun gelişimine uygun ve eziyet sınırlarından uzakta olmalıdır. Ödül-ceza yöntemini doğru uygulayıp uygulamadığınızı çocuğunuzun cezasını da ödülünü de anlayışla karşılamasıyla belirleyebilirsiniz. Çocuk isyan eder ya da içine kapanır, sinerse yanlış uygulama yaptığınızı anlayabilirsiniz.
Söz değil davranış taklit edilir
Hedef olumsuz davranışları söndürmek olduğuna göre, en kolay yöntem düzeltmektir diyen psikolog Eser şu bilgileri paylaştı: Önemli olan, kararlı ve saldırganlıktan uzak sakin bir davranış sergileyerek çocuğumuzun olumsuz davranışını tersine çevirmesini sağlamaktır. Sabırla, size göre doğruyu göstererek, davranışını tersine çevirmesini beklemek çocuğunuzun size olan güvenini artıracaktır. Zaman gerektiren durumlar söz konusu olduğunda çocuğa olumsuz davranışını düzeltmesi için izin verin ve gözlemleyin. Gergin tavırlar sergilemeniz olumsuz davranışları pekiştirir ve isyan etmesine, saldırgan tavırlar sergilemesine ya da içine kapanmasına sebep olabilir. Unutmayın ki çocuklarımız bizim söylediklerimizi değil davranışlarımızı taklit ederek uygulamayı tercih ederler.
Anne-baba olarak çizdiğiniz sınırlar içinde çocuğunuzun kendi davranışlarının doğru veya yanlış olduğunu keşfetmesini sağlamak; ruh sağlığı yerinde, kendine güvenen, çözüm odaklı bireyler olarak büyümelerini sağlayacaktır.
Tutarlılıktan uzak
Birçok ebeveynin düştüğü hatanın; tutarlı davranış biçiminden uzak olduğunu hatırlatan Eser, Anlık hisleri doğrultusunda verilen kararlar ve davranışlarla, dengesiz tavırlar içinde, aşırı tavizkar ödüller vermek veya ardı arkası kesilmeyen şiddetli cezalarla çocuktan normal davranış biçimi sergilemesini beklemektir şeklinde konuştu.
Eğerli yaklaşımlardan uzak durun
Ödülün de cezanın da daha gerçekleşmemiş bir eylem için sunulmaması gerektiğinin altını çizen Eser, sözlerini şöyle sürdürdü: Çocuğa eğer yazılıdan 100 alırsan çok istediğin bilgisayarı alırım koşullamasındaki başarısız olma şansı bırakmama duygusu ile, eğer tabağındakileri bitirmezsen televizyon izlemek yok koşullamasındaki çocuğa hissettirilen olumsuzluk aynıdır. Halbuki biz anne-babalar bunun doğru olduğunu düşünür ve içimiz rahat ederek bu yönteme başvururuz. Çocukta eğerle başlayan her cümle aynı olumsuz duyguları uyandırır. İçinde başarısızlık, korku, eksiklik, koşul ve eleştiri barındıran eğerli yaptırımlar, sağlıklı bireylerin yetişmesini engeller.
Ebeveynin inisiyatifinde
Ödül veya cezanın sonuçlanmış bir davranışın ardından, tamamen ebeveynin inisiyatifi doğrultusunda kararlı ve istikrarlı olarak uygulanıldığında olumlu sonuçlar vereceğine değinen Eser; Uzun zamandır istediği bir oyuncağı olumlu bir davranışını pekiştirmek için sunduğunuzda, doğru zamanda verilen ödülden söz edebiliriz. Ya da size göre yanlış bir davranışının ardından parka götürmeyi reddetmeniz, olumsuz davranışının sonucu olarak çocuğunuzun da kabul edebileceği makul bir cezadır ifadesini kullandı.
Bu haber 1,147 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle