Çocuklarınıza 'ders çalış' demeyin!
11 Eylül 2014 11:14 tsi
Çocuklara sürekli "Ders çalış" denilmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dökmen, ders çalışmanın duygusal bir olay olduğunu ve çocuğun duygularına hitap edilmesi gerektiğini söyledi.
Psikolog yazar Prof. Dr. Üstün Dökmen, ebeveynlerin çocuğa 'kaç aldığı' yerine 'ne öğrendiği'ni sorması gerektiğini belirterek, "5 alması önemli değil, ne öğrendiği önemli. Belki iyi öğrendi ama 3 aldı. Öğrenmeye teşvik etmek gerekiyor" dedi. Çocuğun motivasyonunun uygun olması halinde ders çalıştığını dile getiren Dökmen, şöyle devam etti:
Çocuk ne hissettiğini anlatacak
"Örneğin 4 yaşında bir çocuk alışveriş için anne babasıyla gezerken, yorulur 'Beni kucağına al' der. Aynı çocuk oyun oynarken yorulur mu? Oynarken saatlerce hoplar zıplar, 'Beni kucağına al' demez çünkü oyun işi hoşuna gidiyor, onu motive ediyor. Çocuk ders çalışmıyorsa ders çalışmak onu motive etmiyor demektir. Anne-baba 'Ders çalış' demek yerine, çocukla şunu görüşmeli; 'Çalışırken ne hissediyorsun?'
Çocuk 20 dakika anlatsa dinleyeceğiz, iki cümle dinledikten sonra 'Evet ama' diye lafa girmeyeceğiz. Sadece ne hissettiğini anlatacak. Ummadığımız şeyler söyleyebilir. Anlatması bittiğinde anne-baba sadece şunu söyleyebilir; 'Bir zamanlar ben de matematik çalışırken zorlanıyordum.' Bu, kötü örnek olmaz. Bilakis iyi örnek olur. Çocuk, 'Babam bir zamanlar matematikte zorlanıyormuş ama yine de başarmış, bu duruma gelmiş. Herhalde benim de önüm açık bende başaracağım' diye düşünür."
Müfredatın cazibesi olmalı ki
Bir çocuğun hayatta hangi noktaya geleceğini sadece anne babanın gayretinin belirlemeyeceğini anlatan Dökmen, "Onun da iradesi var. Çocuğun sorumluluğunu yüzde 100 almak gerekmiyor. Çocuğun ders çalışması tamamen bizim sorumluluğumuz değildir" dedi.
Dökmen, çocuğun ders çalışmayı sevmesi için konuların cazip olması, okul müfredatının ilgisini çekecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Herkes çocuğuna sürekli 'Ders çalış' diyor. Kimse örneğin bir pazar günü, 'Evladım kalkalı 2 saat oldu hâlâ internete girmedin? Niye böyle ihmal ediyorsun?' demiyor. 'İnternete gir' demiyoruz, 'Niye çalış oğlum, çalış kızım' diyoruz? İnternet çocuğa cazip geliyor, dersler cazip gelmiyor demek ki" diye konuştu.
Ebeveyn bilgiyi önemsemeli
Prof. Dr. Üstün Dökmen, anne-babanın okuma alışkanlığının da çocuğun ders çalışmayı sevmesi üzerinde etkili olduğuna dikkati çekerek, şu görüşleri dile getirdi: "Evde kitap okuma geleneğinin olması gerekiyor. Bir kitap okuma saati olmalı. Anne-baba okudu diye çocuk hemen kitabını alıp gelmez ama biraz yaşı büyüdüğü zaman bunu fark edecektir. Anne-babanın bilgiye değer vermesi gerekiyor. Çocuğa 'kaç aldığı' yerine 'ne öğrendiği' sorulmalı. Marifet iltifata tabidir. Çocuk, anne-baba tarafından iltifat görürse öğrenmeye devam ediyor. Çocuğun yaptığının önemli olduğunu vurgulayın. Anne-baba çocuğa yeteri kadar değer veriyorsa öğrendikleri karşısında heyecan duyuyorsa, o çocuğun öğrenme, çalışma ihtimali yüksektir."
Ders planları güdümlü
Prof. Dökmen, okulun hazırlayıp çocuğa verdiği ders planının güdümlü olduğunu, öğrenme sorumluluğunu taşıyan kişinin nasıl öğreneceğinin planını da kendisinin yapması gerektiğini söyledi.
Ebeveynlerin çoğunlukla başarı ya da başarısızlıkla ilgilendiğine işaret eden Dökmen, "Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre ilkokul çocukları eve girer girmez derslerinin sorulmasından, 'öğretmen ödevini beğendi mi, Dünkü sınavın sonucu ne oldu' gibi sorulardan şikayetçi. Bunun yerine çocuğa şunları sormalıyız; 'Bugün mutlu muydun, iyi eğlendin mi, neler öğrendiniz" değerlendirmesini yaptı.
bugün
Bu haber 1,804 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle