En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
29 Temmuz 2009

Serinleme önerileri



Klimalar hayatımızın olmazsa olmaz aletleri olma yolunda hızla ilerliyorlar, ama herkesin bu aletlerden edinmesi tabii ki mümkün değil.  Klimamız yok diye üzülmek de gereksiz, çünkü serinlemenin daha ucuz ve hatta bedava pek çok yolu var.

Önce kendinize serin bir yer bulun

Bu sıcak havalarda yapılacak en iyi şey, şart değilse hiç sokağa, güneşe çıkmamak. Evde ve iş yerinde serin bir köşe, bağlık bahçelik yerde bir ağaç gölgesi bulun kendinize.

Büyük şehirlerde yaşayanlar alışveriş merkezlerinin bedava serin ortamlarından da yararlanabilirler. İstanbul’ lular size sesleniyorum: Akmerkez, Kalyon, Metrocity sizi bekliyor.

Kapalı alanları sevmeyenler için, Emirgân, Yıldız, Gülhane Parklarının ağaç altları da alternatif olabilir.

Moraliniz bozulmayacaksa mezarlıklar da serin yerlerdir.

Kendi rüzgarınızı yaratın

Meselâ, evde hem ön tarafın hem arka tarafın camlarını açıp cereyan yaptırabilirsiniz. Ama dikkat, çerçevenin önüne saksı veya pervazına havlu koyun da çarpıp camlarınız kırılmasın, masraf çıkmasın.

Yelpazeden, pervaneden yararlanın. Üstelik ‘koskoca’ Bülent Ersoy bile öyle yapmıyor mu?

Yelpazem de pervanem de yok diyorsanız, bu yazıyı okuduktan sonra gazeteyi katlayın ve yüzünüze doğru yellemeye başlayın.

Arabada giderken kolunuzu dışarı çıkarıp avucunuzun içini gidiş yönüne doğru açın. Serin havanın ta göğsünüze kadar dolduğunu, iliklerinize işlediğini hissedeceksiniz.

Bir de, kliması olanların zatürreeden bronşite, alerjilerden kas tutulmalarına kadar birçok hastalığa yakalanma ihtimalleri olduğunu hatırlayın ve de ‘İyi ki de klimam yok’ diyerek ruhunuzu da serinletin.

Şemsiyesiz dolaşmayın

Güneş altında uzun süre kalmanız hele de çalışmanız gerekiyorsa, başınızı sık sık ıslatın veya mendilinizi ıslatıp başınıza bağlayın, kurudukça tekrar ıslatın. Bulabilirseniz, Meksikalı çobanların, kovboyların giydiği türden geniş çeperli hasır şapkalardan takın.

Mümkün olduğunca ince, pamuklu, açık renk ve bol kıyafetleri tercih edin. Güneşe çıkması gerekenler için güneş gözlüğü ve şemsiye de çok gereklidir. Biliyorsunuz, şemsiye şems, yani güneş kelimesinden türetilmiştir ve güneşten koruyan anlamı taşır. Fakat bizde şemsiyenin yağmurda kullanılması âdeti vardır, yazın sıcaklarda sokakta şemsiye ile gezen bir Allah’ın kulunu göremezsiniz. Güzel bir manken kızımız, şemsiye ile üstsüz olarak gezerken paparazzilere yakalansa da, milletimiz de şu şemsiyenin kıymetini anlasa, ah ne iyi olur.

Siesta yapın

Havanın sıcak ve nemin fazla olduğu günlerde fazla efordan kaçınmak gerekir. Yaşlılar ve kalp hastaları buna daha çok dikkat etmelidir. Kendinize serin bir ortam bulun. Fırsat bulabilirseniz ‘siesta’ yapın, yani öğle uykusuna yatın.

Az yiyin, suyu bol için

Bu sıcak havalarda etli, hamurdan yani ağır yemeklerden kaçının. Ne çay, ne kahve, ne gazoz, ne de kola; bol bol su için. Sebil su dağıtan yerleri öğrenin ve buralardan yararlanın; adreslerini birbirinize bildirin.

Denize girin

Hilton’ un havuzuna abone yazılın demeyeceğim elbette. Yüzme bilenler için, bedava denize girme fırsatı var artık. Belediye’ nin halka açık plajları, Boğaz kıyıları, Sarayburnu sahili… gibi yerler sizi bekliyor; ama beyaz donla değil tabii.  Bir de, Şile’den, Kilyos’ tan denize girmeyin lütfen, girseniz de sakın açılmayın.

Bu yazıdan sonra klima satanları ter basarsa, sorumlusu ben değilim; onu da söyleyeyim.



Bu yazı 2,397 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,663 µs