En Sıcak Konular

Kanserden Korunma



Kanserden Korunma
22 Nisan 2009

Yiyeceklerdeki gizli kanserojenler



Şarküteri ürünleri:

Amerikan Kanser Enstitüsü 1994 yılındaki bir raporunda, sosisli sandviçlerin çocuk lösemisiyle doğrudan ilişkili olduğunu bildirdi. Buna rağmen okullarda hala sosisli sandviç satılıyor.

Hemen hemen tüm işlenmiş et ürünleri nitrit ve nitratlar içerir. Bunların ikisi de sindirim esnasında “nitrosamin”lere dönüşür. Nitrosaminler ise kanserojendir.

Şarküteri ürünü derken, sadece tuz ve baharat ile hazırlanan geleneksel pastırmamızı ayrı bir yerde tutuyoruz. Pastırma sadece ettir ve yukarıdaki açıklamalar onun için geçerli değildir. Geleneksel yöntemle üretilmiş sucuk da bu maddeleri içermez.

Nitrit ve nitrat fabrika ürünü pembe renkli sucuklarda (zira rengini daha çekici göstermek için, pembeleştirmek için kullanılır), sosislerde ve jambonda bulunur.

Nutrasweet (Equal, Aspartam):

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarihindeki en fazla şikayeti bu yapay tatlandırıcı için almıştır. Şikayetler arasında baş ağrısı, mide krampı, kaslarda halsizlik vardı. Ayrıca, NutraSweet Alzheimers hastalığı ve fibromiyalji gibi sinir sistemi rahatsızlıklarıyla da ilişkilendirilmiştir.

Çocuğum nasılsa çayına tatlandırıcı koymuyor; endişelenmeme gerek yok demeyin. Bu tatlandırıcılar öksürük şuruplarında, gazozlarda, gofretlerde ve ambalajlı diğer tatlı yiyeceklerde bulunabiliyor. Aldığınız yiyeceklerin içindekiler kısmını mutlaka okuyun. Daha da iyisi, çocuğunuza ve kendinize, paketli yiyecek yedirmemeye çalışın.

Sweet Misery isimli bir film bu yapay tatlandırıcı hakkında ilginç detayları göz önüne seriyor.
(Filmi izlemek için tıklayın: http://video.google.com/videoplay?docid=-7757697555859118501)

Yapay renk vericiler:

Siz bakmayın Ayşe Özgün’ün “Yoğurt fabrikasına gittim, gördüm. Yoğurtları kırmızı pancarla boyuyorlarmış” demesine. Mavi, turuncu, yeşil renkli gazozlar, meyveli yoğurtlar, kekler, çikolatalar, pudingler, şekerlemeler, hatta meyve suları yapay renk vericiler içeriyor. Bunların üreticileri renk kartelasından kendilerine en uygun rengi seçiyor ve kimya şirketlerinden satın alıyorlar.

Zararlı yağlar:

Son senelerde insan yapımı yağlarla “Allah vergisi yağlar” arasındaki fark açık bir biçimde görülmeye başlandı. Allah vergisi yağlar atalarımızın ve onların da atalarının yediği yağlar. Yani, kuyruk yağı, iç yağı, sızma zeytinyağı, kaymak, tereyağı, yağlı et, yağlı balık, haşhaş yağı, susam yağı, keten yağı (başka kıtalarda hindistancevizi yağı). Çiçek yağının sızmasını bulursanız o da çok güzel. Yağ şirketlerinden para almayan “dürüst” beslenme uzmanları sadece bu yağlarla beslenmemizi öneriyorlar.

Makinelerle, yüksek ısıda çıkartılan yağların ise kimyası değişiyor. Çiçek yağı, mısır yağı, soya yağı, kanola yağı bunlara örnek. Hatta bu makinelerde üretilmiş zeytinyağından bile kaçınmalı; sadece sızma zeytinyağı kullanılmalı. Ayrıca, soya mısır ve kanola yağları çoğunlukla “genleriyle oynanmış tohumlardan” üretildikleri için daha da tehlikeli olabilir.

Margarin, hem genleriyle oynanmış tohumlardan üretilmiş olabilir. Hem de sayısız işlemlerden geçerek (birçok kimyasal katkı maddesinin yardımı ile) sıvı-kötü kokulu-tatsız halden katı-tereyağı kokulu-tereyağı lezzetli hale geliveriyor. Boşuna televizyonlarda 5 dakikada bir margarin reklamı yapmıyorlar. Zararlı olduğunu sağır sultan bile duydu. Artık yemiyoruz…

Siz siz olun, atalarınızın yağından şaşmayın.

Kalp Vakfı ve yağlar: E peki, bu yağlara Kalp Vakfı “güvenle yiyebilirsiniz” diye damgasını vuruyor diyorsunuz değil mi? Bu damgayı neden vurduklarını kendileri bilir. Amerikan Kalp Vakfı'nın hikayesi ise şöyle: 1970’li yıllardan itibaren Amerikan Kalp Vakfı hidrojenize yağ içeren margarin, cips gibi yiyeceklere amblemini koydu. Bu yağların insan sağlığına zararlarını gösteren araştırmaları hiçe saydılar. Bu yağları ve endüstriyel yiyecekleri üreten şirketlerden bağış alıyorlardı. En sonunda, kendilerine “gerçekleri söyleme” konusunda yapılan baskıya dayanamayarak 1998 Ekim’inde insanları “bu yağları yemeyin” diye uyarmaya başladılar. Darısı bizim kalp vakfının başına…

Zararlı şekerler:

Otto Warburg’un çok ses getiren araştırması “kanser en çok şekeri sever” şeklinde özetlenebilir. Şekerli gıdalardan mümkün olduğunca kaçınmak sağlığımız için en doğrusu olacaktır. Özellikle birkaç çeşit şeker var ki, bunları eve bile sokmamalı.

Mısır şekeri (nişasta bazlı sıvı şeker): Çoğunlukla genleriyle oynanmış mısırdan üretiliyor. Kola, bisküvi, çikolata, gofret, şekerleme, kek gibi tatlı gıdaların çoğu artık mısır şekeri ile yapılıyor. Mısır şekeri sıvı halde de, toz halinde de olabiliyor. Paketlerin içindekiler kısmında NBSŞ ismiyle de yer alabiliyor. Hatta gıda fabrikalarını bırakın, pastanelere bile bu şeker girdi. Evinize sadece “%100 şeker pancarı şekerinden imal edilmiştir” yazan şekerleri alın. Çok şükür bir devlet işletmemiz, Konya Şeker en güvenilir şekeri üretiyor.

Mevsim meyvelerinin içinde kendiliğinden bulunan şeker, doğal pekmez, doğal bal, kuru üzüm, dut, incir, hurma gibi meyveler güvenle yenebilir. Çocuklarınıza sık sık tahin-pekmez, pekmezli yoğurt veya ballı süt hazırlayabilirsiniz. Mevsim meyvelerinden kendi meyveli yoğurdunuzu yapabilirsiniz.

www.iyilikguzellik.com



Bu yazı 9,993 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Ağustos 2014 Kansere karşı böğürtlen yiyin
    • 10 Temmuz 2010 Güneşten korkmayın
    • 22 Nisan 2009 Yiyeceklerdeki gizli kanserojenler
    • 19 Eylül 2008 Kırmızı biber kanser hücrelerini öldürüyor!
    • 28 Ağustos 2008 ‘Arı sütü’ kanseri önlüyor!
    • 28 Ağustos 2008 Kadınlara 'kanserden korunma rehberi' II
    • 10 Temmuz 2008 Kadınlara özel 'kanserden korunma rehberi'

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,360 µs