En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
11 Nisan 2011

İlaç israfının sorumluları kim?



Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Uzm. Ecz. Harun Kızılay’dan Zaman gazetesinde yayınlanan “Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalı?” başlıklı yazım için bir mektup aldım.

Sayın Kızılay, “Türkiye’ de gereksiz antibiyotik kullanımında asıl suçlu, her ateşi olan hastaya antibiyotik yazmayı görev bilen biz doktorlar ve her isteyene istediği ilacı vermekte sakınca görmeyen eczacılardır” ifademin direkt olarak örgütlerini ve meslektaşlarını hedef aldığını ve 30 bin eczacıyı töhmet altında bıraktığımı söylüyor ve diyor ki:

“Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; eczacı meslektaşlarım, eczanesine gelen ve elinde reçete olmadan ilaç almak isteyen hastasını ilaç hakkında mutlaka bilgilendirmektedir. Önce rahatsızlığının ne olduğunu sorar ve o doğrultuda hastasının özelliklerini de göz önünde bulundurarak ona en doğru ilacı verir. Çünkü eczaneler; hastaların sağlıklarını yeniden kazanmaları adına çaba sarf eden, önceliği halk sağlığı olan ve halka en yakın sağlık kuruluşlarıdır. Öte yandan, aşırı antibiyotik kullanımı ile ilgili çekincelerimizi defalarca dile getirmiş ve kamuoyuyla paylaşmış bir örgüt olarak, böylesine ön yargılı ve eczacıları suçlamaya yönelik bir açıklama bizler için son derece üzücü ve bir o kadar da düşündürücüdür.

Birer sağlık profesyonelleri olarak bizler, son zamanlarda giderek artan antibiyotik kullanımının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğinin farkındayız. Dolayısıyla; tüm ilaçlarda temel ilke olarak akılcı ilaç kullanımına, antibiyotikler söz konusu olduğunda daha da önem verme gerektiğini savunuyoruz. Her fırsatta da, ilaçların doktor tavsiyesi ve eczacı danışmanlığında, önerilen doz ve zamanda kullanılması gerektiğinin altını çiziyoruz.

Tüm bu gerekçelerle, ilacın sunumu ve doğru kullanımı için gerek bireysel gerekse örgütsel düzeylerde yıllardır kararlılıkla mücadele eden eczacılık mesleği mensuplarının, sorunun bir tarafı olarak yansıtılması çözümü daha da zorlaştırmakta ve topluma yanlış mesajlar vermektedir.

Sonuç olarak; antibiyotik kullanımında büyük artış yaşanmasının, insanlarımızda sağlık bilincinin yeteri kadar oturtulmamasından kaynaklandığı inancındayım. Dolayısıyla; sizin gibi geniş bir okuyucu kitlesine sahip profesyonel bir sağlık

uzmanının, halk sağlığını yakından ilgilendiren bu tür konularda daha yapıcı, tüm toplum sağlığını gözeten ve en önemlisi çözüm yollarını öne çıkaran yaklaşımları benimsemesi gerektiğine inanıyoruz.”

İlaç israfında sorumlular kim?

Bu konuda görüşlerimi tekrarlama fırsatı verdikleri için Türk Eczacılar Birliğine (TEB) teşekkür ediyorum.

TEB’ nin alınganlık göstermesine hiç gerek yok. Ben onlar gibi antibiyotik kullanımında büyük artış yaşanmasının, insanlarımızda sağlık bilincinin yeteri kadar oturtulmamasından kaynaklandığı kanaatinde değilim.

Böyle olsa bile bunun sorumlularının başında zaten doktor ve eczacıların gelmesi gerekir.

Yanlış ve gereksiz ilaç kullanımında asıl suçlular biz doktorlar (bunlara kendimi de dâhil ediyorum) ve eczacılardır.

O yazımda doktorların gereksiz ilaç yazma sebeplerini anlatmıştım.

Bugüne kadar ilaç almaya gittiğim ve beni tanımayan hiçbir eczacının veya çoğu zaman olduğu gibi kalfanın beni bilgilendirdiğini görmedim.

Almak istediğiniz ilacın adını söyler, parasını verir ve ilacı alıp gidersiniz.

Sayın Kızılay’ın mektubunda “Elinde reçete olmadan ilaç almak isteyen hastaya önce rahatsızlığının ne olduğunu sorar ve o doğrultuda hastasının özelliklerini de göz önünde bulundurarak ona en doğru ilacı verir.” sözleriyle de belirttiği gibi bir kısım eczacılar “doktorculuk” da oynarlar.

Bir eczacı elinde reçete olmadan ilaç almaya gelen bir hastaya ilaç vermemeli ve onun bir doktora giderek derdini anlatması ve muayene olması gerektiğini söylemelidir.

Denemek çok kolay: Sayın Kızılay siz de bir eczaneye gidin ve mesela “Augmentin” isteyin. Eczacı ilacı verir ve sizi sadece ilacın “fiyatı” konusunda bilgilendirir.

Gelelim neticeye

BİR: Bir meseleyi çözmek ve çareler bulmak için önce sebeplerinin doğru olarak ortaya konması gerekir.

İKİ: Eczacılar da bu konuda elbette meselenin bir tarafıdır. Bunun bilinmesi çözümü zorlaştırmaz aksine kolaylaştırır.

ÜÇ: Amacım doktorları, eczacıları veya başkalarını suçlamak değil, çok önemli bir meselenin sebeplerini ortaya koymaktır. Alınganlık göstererek ne doktorlar ne eczacılar kendilerini bu işten soyutlayamazlar. Kafamızı kuma gömerek bir neticeye ulaşmamız da mümkün değildir.


 



Bu yazı 2,724 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,518 µs