En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
10 Ağustos 2010

Plastik biberonlardaki gizli tehlike



Bundan 50-60 sene evvel sigaranın kalp-damar hastalıklarının bir numaralı sebebi olduğu, başta akciğer olmak üzere tüm kanserlerin en az üçte birinin sigara ile ilişkili olduğu konusunda çok az bilgimiz vardı. Sigara bazı doktorlar tarafından hastalara tedavi amacıyla tavsiye bile edilebiliyordu. Kısacası, sigaranın insan sağlığının en büyük düşmanı olduğunu kimse bilmiyordu. 60 sene öncenin sigarası ile günümüzün sigarası arasında hiçbir fark olmadığı halde, bugün sigaranın bu hastalıklara yol açtığı konusunda bilimin hiçbir tereddüdü yok. Bu durum, sigaranın kanser veya kalp hastalıklarına yol açan etkilerinin zamanla artmasından değil, sigara içiminin yaygınlaşmasından ve yapılan araştırmaların sayısının ve kalitesinin artmasından kaynaklanıyor.

Günümüz insanı benzer bir tehditle karşı karşıya. Bu sefer söz konusu olan madde bisfenol A veya kısaca BPA adıyla bilinen, vücudumuz için tamamen yabancı olan bir kimyasal madde. Kimya endüstrisi her sene 3 milyon tona yakın BPA üretiyor ve bu miktar giderek artıyor. Hepimizin elinin altında olan, her gün kullandığımız sayısız üründe bulunan BPA’ nın yarattığı tehlike daha çok bardak, şişe, saklama kabı gibi yiyecek ve içeceklerin muhafazasında kullanılan sert plastik kaplardan kaynaklanıyor. Bunlar içinde en önemlisi de BPA ihtiva eden biberonlar. Sayısız araştırma, bebek ve çocuk sağlığının BPA yüzünden çok ciddi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. USA’ da 5 eyalet, Kanada ile Danimarka ve Fransa gibi bazı Avrupa ülkeleri BPA’ nın biberonlarda kullanılmasını yasaklayan kanunlar çıkardı; birçok ülke de sırada.

Geçtiğimiz günlerde 15 ülkeden 60 bilim adamı, European Food Safety Authority (EFSA) yani Avrupa Gıda Emniyeti İdaresine yazdıkları açık mektupta, BPA’ nın başta bebek ve hamileler olmak üzere tüm insanların sağlıkları için ciddi bir tehdit oluşturmasından duydukları endişeyi dile getirerek acilen tedbir alınmasını istediler.

BPA vücudumuza nasıl giriyor?
BPA, mobil telefonlar, su ısıtıcıları, kahve makineleri, bilgisayarlar, CD ve DVD’ ler, motosiklet kaskları, diyaliz ekipmanı, diş dolgu ve protezleri gibi tıbbi malzemelerde polikarbonat şeklinde; metal yiyecek kutularının iç yüzeyinde epoksi resin şeklinde bulunuyor. BPA bu şekillerde zararsız ama bileşiminde bulunduğu ürünlerden serbestleşebiliyor ve sindirim sistemi aracılığıyla vücudumuza girebiliyor.

Meselâ, biberon gibi polikarbonat plastikten yapılmış kapların özellikle sıcak suyla temasları BPA’ nın serbestleşmesine ve biberon içinde bulunan süt veya mamaya karışmasına yol açabiliyor. Metal kutuların iç yüzey kaplamasında epoksi resin şeklinde bulunan BPA da su ile reaksiyona girerek polimer formdan serbest BPA’ ya dönüşüyor.

İnsan sağlığına etkileri
BPA’ nın insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri olduğunu gösteren yüzlerce araştırma var ve bunların sayıları her geçen gün artıyor.
BPA insan vücudunda dişi seks hormonu östrojen gibi etki gösteriyor, embriyonun gelişimini ve üremeyi bozabiliyor. BPA’ nın dişi seks hormonlarının etkilerini artırırken erkek seks ve tiroit hormonlarının etkilerini ise azalttığı biliniyor.

BPA işleyen fabrikalarda çalışan erkeklerde sertleşme, boşalma ve libido problemleri gelişebileceği belirlenmiştir. Üstelik bu erkeklerin kanında saptanan BPA, zararsız olarak kabul edilen miktarların yüzde 5’ i kadar bulunmuştur.

Farelerde yapılan araştırmalar, BPA’ nın çok düşük miktarlarının bile davranış, öğrenme kabiliyeti ve bazı beyin yapılarını, özellikle de hayvanların bir sonraki nesillerinde etkileyebileceğini göstermiştir. Laboratuar hayvanlarında prostat büyümesi, sperm konsantrasyonunda azalma ve erken ergenlik de gözlenmiştir. Bu çalışmalar BPA’ nın insanlarda seks-spesifik beyin ve organ gelişimini etkileyebileceğini desteklemektedir.

BPA ile ilişkilendirilen diyabet, obezite, kalp hastalıkları, astım, karaciğer hasarı, meme ve prostat kanseri gibi pek çok hastalık vardır.

BPA neden hemen yasaklanamıyor?
Bunun birkaç önemli sebebi var:
BİR: BPA’ nın insan sağlığını olumsuz etkilediğini gösteren sayısız araştırma olmakla beraber hiçbir olumsuzluğu olmadığı sonucuna varan araştırmalar da var.

İKİ: Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Çevre Koruma Ajansı (EPA), EFSA gibi ilgili kurumlar bugünkü verilere göre BPA ihtiva eden ürünlerin uygun şekilde kullanıldıklarında sağlık üzerine zararlı olduklarından endişe duyulacak bir sebep olmadığı kanaatindedirler.
ÜÇ: BPA 50 seneden fazla zamandır güvenle kullanılıyor iddiasında olan kimya endüstrisinin yasaklamayı önlemek için çok büyük baskısı var.
DÖRT: Yürürlükteki kanunlara göre FDA ve EPA’ nın kimyasal bir maddenin kullanımını yasaklamaları neredeyse imkânsız gibidir. EPA, USA’ da kullanılmakta olan 80 binden fazla kimyasaldan 200’ ü için sağlık ve emniyet testleri yapılmasını sağlayabilmiş ve bunların da sadece 5’ inin kısıtlanması veya yasaklanmasını başarabilmiştir.

Şimdilik ne yapalım?
Kimya endüstrisi BPA yerine daha emniyetli bir kimyasal bulana kadar yapabileceklerimiz şunlar:
Plastik yiyecek ve içecek kapları yerine camdan yapılmış olanlar tercih edilmelidir.
BPA ihtiva eden biberonlar asla kullanılmamalıdır.
Metal kutulardaki yiyecek ve içecek tüketimi en aza, mümkünse sıfıra indirilmelidir.
Plastik kaplardaki sıcak yiyecek ve içeceklerden özellikle kaçınılmalıdır.
Çizilmiş ve hasara uğramış plastik kaplar derhal atılmalıdır.

Gelelim neticeye
Varsın FDA, EPA, EFSA ‘Bu BPA galiba biraz şüpheli bir kimyasal ama henüz yeterli veri de yok, ne yapsak acaba?’ sözlerini geveleyip dursun ağızlarında. Ben BPA’ nın insan sağlığı için kesinlikle zararlı bir madde olduğundan ve tıpkı sigara gibi ileriki senelerde yasaklanacağından şüphe etmiyorum ama o zamana kadar milyonlarca insan bundan zarar görmüş olacak. Sağlık Bakanı olsam bu maddenin en azından biberon ve benzeri ürünlerde kullanımının yasaklanması için elimden geleni arkama koymazdım.

Çocuk hastalıkları uzmanı olan Bakanımız acaba bu konuda ne düşünüyor, merak ediyorum.



Bu yazı 2,675 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,598 µs