En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
15 Haziran 2010

Hamburger ve patates kızartması astımı azdırıyor



Amerikan Göğüs Hastalıkları Derneğinin (ATS) senelik toplantısında sunulan bir bildiriye göre hamburger ve patates kızartması gibi yağ miktarı ve kalorisi yüksek besinler sadece kalp sağlığı için değil akciğerler için de son derecede zararlı.

Daha önceki araştırmalarda yağlı besinlerin bağışıklık sistemini uyardıkları ve kanda iltihaptan sorumlu hücrelerin artmasına yol açtıkları belirlenmişti ama yağlı yiyeceklerin astımlılar için spesifik etkileri incelenmemişti.

Avustralya’ da yapılan çalışmada ortalama yaşları 42 olan astımlı hastalar iki gruba ayrılarak bir bölümüne hamburger ve patates kızartmasından oluşan ve yüzde 52’si yağ olan 1000 kalori ihtiva eden bir yemek verilirken bir bölümüne de 200 kalorilik az yağlı (yüzde 13 yağlı) yoğurt yedirildi. Bu arada Amerikan Kalp Birliğinin (AHA) besinlerdeki kalorinin yüzde 30’ unun yağlardan sağlanmasını tavsiye ettiğini de hatırlatalım.

4 saat sonra yağlı yiyecek yağlı ve yüksek kalorili yiyecek tüketenlerin balgamlarında nötrofil adı verilen iltihap hücrelerinin arttığı ve TLR4 mRNA genlerinin aktive olduğu belirlendi. TLR4 besinlerdeki yağ asitleri ile aktive olan bir hücre yüzeyi reseptörü. TLR4, doymuş yağ asitlerini hissediyor ve hücreleri yağ asitlerine sanki onlar saldırgan mikroplarmış gibi cevap vermeleri için uyarıyor.

Yağdan zengin yemek yiyen astımlıların nefes açıcı ilaçlara (salbutamol) az yağlı yiyenler kadar iyi cevap vermedikleri de ortaya çıktı.

Araştırmayı yapan uzmanlar astımlıların yağdan zengin diyete solunum yollarında iltihap hücrelerinde artışla cevap vermesini bağışıklık sisteminin yağ asitlerini vücuda zarar veren patojen bir bakteri gibi değerlendirmesiyle açıklıyorlar. Nefes açıcı ilaçlara cevap azlığının da yağ asitlerinin havayolları kaslarındaki reseptörleri bloke etmiş olmasından kaynaklanabileceğini düşünüyorlar.

YORUM
Son senelerde gelişmiş ülkelerde astımlı hasta sayısındaki artıştan sorumlu tutulan çevresel faktörlerin biri de fast food adıyla bilinen hazır yiyeceklerin giderek daha çok tüketilmesi.

Bu besinlerin yağ ve kalori miktarlarının yüksek olması yanında pek çok katkı maddesi ihtiva etmelerinin astımlıları olumsuz etkilediği, obezitenin astım için bir risk faktörü olduğu birçok araştırma ile gösterildi. Bu batı tarzı beslenmede sebze, meyve ve işlenmemiş süt ürünlerinin fazla bulunmaması da astım oluşumunda önemli bir etken olarak kabul ediliyor.

Bu araştırmanın en ilginç tarafı, tek bir öğündeki yüksek kalorili yemeğin astımlıları bu derecede olumsuz etkileyebildiğinin gösterilmesi. Bu sonuçlar daha çok denek ihtiva eden, daha kapsamlı araştırmalarla da doğrulanırsa, beslenmenin astımlılar için önemi daha da artmış olur.

Bu araştırmada iltihap hücrelerindeki artışın ve nefes açıcı ilaçlara cevap azlığının süresi konusunda bir veri yok; ancak her gün yağlı ve yüksek kalorili besin tüketen astımlılarda bu etkinin sürekli olabileceğini düşünmek de yanlış olmaz.

Neticede, astımlı olsanız da olmasanız da yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden uzak durmada fayda olduğuna şüphe yok!

Özellikle çocuklar bu yiyeceklerden uzak tutulmalı ve olabildiğince tabii besinler yemelerine özen gösterilmeli.

KAYNAK

http://www.thoracic.org/newsroom/press-releases/conference/articles/2010/high-fat-challenge.pdf





Bu yazı 3,052 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,305 µs